İlber Ortaylı is een vooraanstaand Turks historicus wiens werk zich verdiept in de Ottomaanse geschiedenis, stedelijke administratie en culturele en intellectuele ontwikkeling. Met een diepgaand begrip van zijn onderwerp, gebruikt Ortaylı zijn meertalige vaardigheden en taalkundige bekwaamheid om de ingewikkelde sociale en administratieve structuren van het verleden te belichten. Zijn analytische benadering ontrafelt de subtiele nuances van historische processen en biedt lezers een scherpzinnig perspectief op de transformaties die het rijk en het moderne Turkije hebben gevormd. Ortaylı's geschriften worden gewaardeerd om hun diepgang en hun vermogen om gebeurtenissen uit het verleden te verbinden met hun blijvende impact op het heden.
Dünya, seyyahlann dilinde ve gözünde büyür, genişler, çoğalır. Seyahatnameler, bizi zamanın derinliklerine, tarihin katmanlarına ulaştınr.İlber Ortaylı Seyahatnamesi, tarihçimizin seyyah kişiliğiyle İsfahan'dan Venedik'e, Kudüs'ten Kınm'a, Tokyo'dan Yemen'e geniş bir coğrafyada seyahate çıkarıyor.Onun adımlanna eşlik ederken, Eski Dünya düzeninin ülke ve şehirlerinin büyülü zamanlanna gidiyor ve geçmişimizle yeniden usulca buluşuyoruz.Osmanlı Diyarlanndaki izlenimleri ise imparatorluk topraklanna bizi daha da aşina kılıyor.Keskin gözlemleri, nesnel tespitleriyle de bugünün dünyasını daha doğru anlama imkanı veriyor.
“Osmanlı Devleti’nin kuruluşunun 700. yıl kutlamaları Türkiye’de umulmaz bir ilgi uyandırdı ve Türk toplumu yedi asırlık tarihine ilgi duymaya başladı. Bu ilgi, kuru bir hamaset çizgisini geçti, toplumsal düşüncenin ve yorumlamaların tekâmül etmesi dolayısıyla “Osmanlı İmparatorluğu nedir? Bu imparatorluğun kurumları nedir? Yaşam şekli nedir? Bizim için anlamı nedir?” gibi sorulara cevap aranmaya başlandı. Ve bu meyanda, çalışmalar, hazırlıklar yapmak ve bu yaptıklarımızı geniş kitleye tanıtmak gibi bir ihtiyaç hâsıl oldu. Şüphesiz ki elinizdeki bu kitap da bunlardan birisidir ve o iddiadadır.” İlber Ortaylı Tarih denildiğinde ilk akla gelen isim İlber Ortaylı, padişahları, sarayları, yönetim şekli, semtleri ve abidevî eserleriyle, kısacası kendine özgü kimliğiyle bilinmeyen bir Osmanlı anlatıyor; okuru Osmanlı’yı yeniden keşfetmeye davet ediyor. Tarihle tanışmak isteyip de nereden başlayacağına karar veremeyenler için ideal bir giriş kitabı!
"Türkiye’nin yüzyıllar önce açılan tarih defteri henüz kapanmamıştır ve sık sık da görüyorsunuz ki bu defter kapanmaz. Onun için tarih bilmek; nereden geldiğinizi, nasıl yurt edindiğinizi öğrenmek zorundasınız. Tarihini bilmeyen, hafızası olmayan toplumların nerelere gideceğinin, sürükleneceğinin, dahası neler yapabileceğinin hesabı olmaz.” -İlber Ortaylı- 14. ve 17. yüzyılları arasında Hindistan’dan Viyana kapılarına kadar muazzam büyüklükte bir coğrafyaya hükmettiler... Orta Asya, Kafkasya, Ortadoğu ve Avrupa’nın tarihini şekillendirdiler. Uyguladıkları askerî taktiklerle imkânsız görülen pek çok savaştan zaferle çıktılar... Hangi kıtada olursa olsun adalet esasıyla yönettiler... Sorunlarını çözemeyen Avrupa devletlerine fikirleriyle ilham verdiler... Mimarîden musikiye, edebiyattan tıbba kadar yeryüzünün her coğrafyasında kalıcı bir iz bıraktılar. Birçok devlet kurdular: Timurlular, Altın Orda, Memluklar, Osmanlılar... Efsane hükümdarlara sahip oldular: Emir Timur, Fatih Sultan Mehmed, Sultan Baybars, Kanuni Sultan Süleyman, Babür Şah... İlber Ortaylı, Asya’nın bozkırlarından Avrupa’nın içlerine kadar ilerleyen, dünya tarihinde zirveye taht kuran Türklerin muhteşem yıllarını anlatıyor… Türklerin Altın Çağı, İlber Ortaylı'nın satırları arasında dolaşmak isteyen her yaştan okuyucunun zevkle okuyacağı bir başucu kitabı...